Şarm El-Şeyh’te düzenlenen Gazze Barış Zirvesi’nde dünya liderleri bölgedeki ateşkesi kalıcı hale getirme ve insani yardımları hızlandırma taahhüdünde bulundu. ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile Katar Emiri başta olmak üzere çok sayıda lider ortak niyet metnini imzaladı.
Tören Gazze’nin yeniden inşasına kaynak aktarılması güvenli koridorların açılması ve insani yardımın engelsiz ulaştırılması için uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesini hedefliyor. İmzaların ardından katılımcılar koordinasyon mekanizmaları kurma sözü verdi.
Trump’ın Değerlendirmeleri ve Mesajları
Trump konuşmasında ateşkese ulaşılmasını diplomatik bir başarı olarak nitelendirerek “Herkesin imkansız dediği şeyi Orta Doğu’da kalıcı barışı inşa ettik” ifadesini kullandı. ABD Başkanı insani yardımın hızla ulaştırılmasının ve sivillerin korunmasının öncelikli olduğunu vurguladı. Finansal taahhütlerin sağlanacağını bildirdi.
Trump ayrıca Türkiye ile iş birliğine dikkat çekti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destekleri için teşekkür etti. Konuşmasında İran’a yönelik baskıların da müzakere zeminini etkilediğini savunan Trump, bölgesel güvenliğin güçlendirilmesi için koordine hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
Sisi’den İki Devletli Çözüm Vurgusu
Ev sahibi Mısır lideri Sisi konuşmasında iki devletli çözümün kalıcı barış için temel olduğunu dile getirdi. Sisi, siyasi çözümün ekonomik destek ve yönetişim reformlarıyla birlikte yürütülmesi gerektiğini söyledi. Zirve katılımcıları Gazze’nin yeniden inşası insani koridorların güvence altına alınması ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde somut adımlar üzerinde uzlaştı.
Katılımcılar ayrıca uygulama ve denetim mekanizmalarının kurulması konusunda anlaştı. Önümüzdeki haftalarda uluslararası gözlemci ekiplerin devreye girmesi planlanıyor. Liderler kısa vadede insani yardımların artırılması ve temel altyapının onarımı için acil fon tahsisine karar verdi. Orta vadede siyasi müzakerelerin yeniden başlatılması için takvim belirlendi. Buna karşın bazı diplomatlar ve sivil toplum temsilcileri metnin yeterince bağlayıcı olmadığı eleştirisini dile getiriyor.
