Yeni yayımlanan bir araştırma, şempanzelerin sadece ağaçlara vurmakla kalmadığını, bunu belirgin ritmik düzenlerle yaptığını ortaya koyuyor. Avusturya Viyana Üniversitesi öncülüğündeki uluslararası ekip, Doğu ve Batı Afrika’daki iki farklı alttürden toplam 11 şempanze topluluğunda 371 farklı davul çalma vakasını inceledi. Bulgular, bu primatların bilinçli şekilde zamanlamayla vurduklarını ve bu vuruşların rastgele değil, düzenli aralıklarla gerçekleştiğini gösteriyor.
Araştırmaya göre, Batı Afrika şempanzeleri daha hızlı ve eşit aralıklı vuruşlarla davul çalarken, Doğu Afrika şempanzeleri daha değişken ritimlerle dikkat çekiyor. Ayrıca Batı alttürünün bu ritimleri, karmaşık vokal sesleri olan “pant-hoot”larla daha erken birleştirdiği gözlendi. Bu farklılıklar, ritim algısının şempanze toplulukları arasında bile bölgesel olarak değişebileceğini düşündürüyor.
Şempanzelerin davul çalması, iletişimin ötesinde müzikal bir boyut taşıyor.
Ekip, bu ritmik davranışların yalnızca iletişim amacı taşımadığını, aynı zamanda müzikal bir yönü de olabileceğini belirtiyor. Şempanzeler, yer üstüne çıkan ağaç köklerine vurarak düşük frekanslı, yankılanan sesler çıkarıyor. Bu davul benzeri seslerin, diğer şempanzelere konum ve faaliyet bildirmek için kullanıldığı düşünülüyor. Her bireyin kendine özgü bir “çalma tarzı” olduğu ve bunun ormandaki sosyal etkileşimlerde rol oynadığı da vurgulanıyor.
Şempanzelerin ritim duygusu, insan müziği tarihinin kökenlerini sorgulatıyor.
Araştırmanın en dikkat çekici yönü ise bu davranışın insanlara özgü sanılan müzikal ritim algısının, aslında insan türünden çok daha önce ortaya çıkmış olabileceğini öne sürmesi. Bilim insanları, bu bulgunun insanın müzik yaratma yetisinin evrimsel kökenlerini anlamada önemli bir adım olduğunu düşünüyor. Şempanzelerin bu beklenmedik ritmik yetenekleri, müziğin doğasını sorgulatan yepyeni bir pencere aralıyor.