Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 19 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanırken Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin savunma alanındaki yeni adımları Doğu Akdeniz’de tansiyonu yeniden yükseltti.
Son haftalarda ardı ardına gerçekleştirilen tatbikatlar ve kritik silah sistemlerinin adaya konuşlandırılması bölgede “Mavi Vatan” dahil geniş bir coğrafyada gerginliği tırmandırdı.
Barak MX Sistemi Türkiye Kıyılarını Hedefliyor
Türkiye ve KKTC’nin 8-11 Eylül tarihlerinde ortaklaşa düzenlediği “Şehit Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası Tatbikatı” sürerken Güney Kıbrıs 11-18 Eylül’de İtalya ve Fransa ile birlikte “Eunomia” isimli başka bir tatbikat başlattı. Bu süreçte en dikkat çekici gelişme ise İsrail’den tedarik edilen Barak MX Hava Savunma Sistemi’nin adaya teslim edilmesi oldu.
Türkiye’nin güney kıyılarını da menziline alan sistemin Mari’deki Florakis Deniz Üssü ile Baf’taki Papandreu Hava Üssü’ne yerleştirileceği açıklandı. 150 kilometreye kadar menzili bulunan Barak MX füze obüs ve top bataryalarını tespit ederek imha etme kapasitesine sahip.
ABD ve AB’den Güney Kıbrıs’a Destek
Rum yönetiminin askeri hamlelerine uluslararası destek de eşlik ediyor. ABD Kongresi’ne sunulan bir karar tasarısında KKTC’deki Türk askeri varlığı sorgulanırken Türkiye’ye yapılacak silah satışlarının “Yunanistan Güney Kıbrıs İngiltere ve İsrail’in egemenliğini ihlal etmeme” şartına bağlanması talep edildi.
Avrupa Birliği de “Güvenlik Eylem Programı” kapsamında Güney Kıbrıs’a 1 milyar 181 milyon Euro tutarında savunma desteği sağladı. Bu gelişmeler Ada çevresindeki güç dengesini Türkiye aleyhine değiştirme girişimi olarak yorumlanıyor.
Kadınların Gönüllü Katıldığı RMMO
Güney Kıbrıs Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) da yapısal olarak güçlendiriliyor. Gümülcine doğumlu Korgeneral Emmanuel Theodorou hem RMMO Komutanlığı’na hem de Ege’de Yunanistan’ın fiilen işgal ettiği 21 adadan sorumlu “Adalar Yüksek Komutanlığı”na getirildi. Yaklaşık 10 bin aktif personel ve 50 bin yedek askere sahip ordu 2 Piyade 2 Zırhlı 2 Destek ve bir Özel Kuvvet Tugayı’ndan oluşuyor.
Ayrıca 18-26 yaş arasındaki kadınların gönüllü olarak silah altına alınması da dikkat çekici bir adım olarak öne çıkıyor.