Bilim tarihinin en tartışmalı fikirlerinden biri olan “Laplace’ın Şeytanı” artık geçerliliğini yitirmiş görünüyor. 1814 yılında Fransız matematikçi Pierre-Simon Laplace tarafından ortaya atılan bu kavram, evrendeki tüm parçacıkların konumları ve hareketleri bilinirse geleceğin eksiksiz biçimde öngörülebileceğini savunuyordu. Laplace’a göre böyle bir süper zekâ, evrendeki hiçbir şeyi kaçırmadan hem geçmişi hem de geleceği görebilirdi.
Bu görüş, klasik determinizmin zirvesi olarak kabul edildi. Ancak fikir, teorik düzeyde bile ciddi sorunlar barındırıyordu. En temel sorun ise bu kadar büyük bir bilginin nerede depolanacağı ve nasıl işleneceğiydi. Eğer evrenin kendisi bu bilginin parçasıysa, bu bilgi kendi kendini nasıl bilebilir sorusu doğuyordu. Bu da sonsuz bir bilgi döngüsüne işaret ediyor, düşüncenin uygulanabilirliğini zedeliyordu.
Negatif entropi düzenli ve karmaşık sistemlerin ortaya çıkmasına izin veriyor.
19. yüzyılın ortalarında fizikçiler bu görüşe ilk ciddi itirazları getirdi. Lord Kelvin, termodinamiğin ikinci yasasını ortaya koyarak, evrende düzensizliğin yani entropinin sürekli arttığını gösterdi. Bu durum, zaman ilerledikçe bilginin de geri döndürülemez şekilde kaybolduğunu ortaya koydu. Fizikçi Boltzmann ise entropiyi kayıp bilgi olarak tanımladı. Böylece Laplace’ın Şeytanı’nın ihtiyaç duyduğu “tam bilgi”, doğanın işleyişi içinde korunamaz hale geldi.
20. yüzyılda ise evrenin genişlediği gerçeği bu tartışmaya yeni bir boyut kazandırdı. Astrofizikçi David Layzer, evrendeki maksimum olası entropinin, mevcut entropiden daha hızlı arttığını ortaya koydu. Bu fark, “negatif entropi” olarak tanımlanıyor ve düzenli, karmaşık sistemlerin ortaya çıkmasına izin veriyor. Başka bir deyişle, evren bilgi üretmeye devam ediyor; bu da geleceğin tek bir çizgide ilerlemediğini gösteriyor.
Kuantum fiziği Laplace’ın Şeytanı görüşünü geçersiz kıldı.
Laplace’ın Şeytanı’nı geçersiz kılan bir diğer unsur da kuantum fiziği oldu. Modern fizik, evrenin yapısının özünde belirsizlik taşıdığını ve geleceğin ancak olasılıklar dahilinde öngörülebileceğini gösterdi. Ayrıca, erken evrende bugünü belirlemeye yetecek kadar bilgi bulunmadığı ortaya çıktı. Bu da geçmişin bile şu anı belirlemeye yetmediğini ortaya koyuyor.
Uzmanlara göre artık determinizmden, yani her şeyin önceden belirlendiği düşüncesinden söz etmek mümkün değil. Geçmiş ve şimdi geleceği zorunlu olarak belirlemiyor. Bilim insanlarına göre gelecekte ne olacağını sadece gözlemleyerek değil, insan iradesiyle biz belirleyeceğiz. Gelecek, önceden yazılmış bir kader değil, yaratılmayı bekleyen açık bir yol olarak görülüyor.
Konuya dair ilginizi çekebilecek kaynaklar;
A Philosophical Essay on Probabilities – Pierre-Simon Laplace
The Demon in the Machine: How Hidden Webs of Information Are Solving the Mystery of Life – Paul Davies
From Eternity to Here: The Quest for the Ultimate Theory of Time – Sean Carroll
The Fabric of Reality – David Deutsch
Entropy and Information Theory – Robert M. Gray
Quantum Mechanics and Experience – David Z. Albert
*Bu kitaplara Internet Archive üzerinden ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.