II. Dünya Savaşı sırasında kahve, Amerikan askerlerinin moralini yüksek tutmak ve zindeliklerini korumak için hayati öneme sahipti. Her askerin C-rasyonuna dahil edilen kahve, sıcak, tanıdık bir içecek olmanın ötesinde, askerlerin savaş koşullarına direnmesini kolaylaştırdı.
Kahve geleneği Amerikan ordusunda köklüydü. İç Savaş’tan itibaren askerler kahveyi temel ihtiyaç olarak görmüş, I. Dünya Savaşı’nda ise ABD hükümeti cepheye kahve ulaştırmak için Avrupa’da kavurma tesisleri kurmuştu. Bu alışkanlık, II. Dünya Savaşı’nda zirveye ulaştı.
Savaşın başlarında ABD, ithalatının yüzde onunu kahveye ayırdı.
Savaşın başlarında ABD, ithalatının %10’unu kahveye ayırdı. Brezilya gibi ülkelerle yapılan anlaşmalar ve iç piyasadaki arzı kontrol altına alma girişimleriyle kahve, stratejik bir ürün haline geldi. Donanma kendi kavurma tesislerini kurdu, kahve fiyatları sabitlendi.
Savaş boyunca cepheye kahve ulaştırmak için büyük bir lojistik çaba harcandı. Sivil gemiler kahve taşıdı ancak bu gemiler Alman U-Botlarının tehdidi altındaydı. Buna rağmen ABD ordusu, kahveyi her cephede hazır bulundurmayı başardı.
Hazır kahve ürünü savaş sonrasında da tüketimde etkili oldu.
Hazır kahve, savaş döneminde büyük bir gelişim gösterdi. Nescafé, ordu tarafından benimsenerek her askerin acil rasyonlarına dahil edildi. ABD, sadece bir yılda bir milyonun üzerinde kutu hazır kahve satın aldı. Bu ürün, savaş sonrası tüketimde de etkili oldu.
Ancak cephedeki bolluğun aksine, ABD’de kahve Kasım 1942 ile Temmuz 1943 arasında rasyonlandı. Sivil halk, günde bir fincandan az kahveyle idare etmek zorundaydı. Alternatif içecekler ve propagandalarla tasarruf teşvik edildi.
Kahveye olan bağlılık kültürel bir direnç gösterdi.
Kahvenin rasyonlanması, şeker gibi tamamlayıcı ürünlerle birlikte 1947’ye kadar sürdü. Halk, Postum gibi kahve benzeri içeceklere yönelirken, kahveye olan bağlılık kültürel bir direnç gösterdi.
Savaş sonrası dönen askerler, kahve alışkanlıklarını yanlarında getirdi. Hazır kahve tüketimi arttı ancak küçük kahve kavurucularının sayısı azaldı. Zanaat kahveciliğin yeniden yükselmesi ise 1990’lardaki üçüncü dalga hareketini bekledi.
Konuyla ilgili ilginizi çekebilecek kaynaklar;
Uncommon Grounds: The History of Coffee and How It Transformed Our World– Mark Pendergrast
Coffee: A Global History – Jonathan Morris
Food in World History – Jeffrey M. Pilcher
A History of the World in 6 Glasses – Tom Standage
The Taste of War: World War II and the Battle for Food – Lizzie Collingham
- The Deadly Dinner Party: And Other Medical Detective Stories – Jonathan A. Edlow
*Bu kitaplara Internet Archive üzerinden ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.
Sayineditor konu ilgi cekici dueuyor ama bisorun var ben kitap okuyamiyorum varsa konuyla ilgili filmlerde önerseniz keske