Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen “İslam İşbirliği Teşkilatı 51. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı” kapsamında İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve beraberindeki heyeti kabul etti. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede bölgedeki gelişmeler özellikle İsrail ile İran arasında artan gerilim ana gündem maddesi oldu. Görüşmede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da yer aldı.
“İran’a Saldırılar Devlet Terörüdür”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede Türkiye’nin İsrail’in hem Gazze’de hem de bölgedeki diğer ülkelerde yürüttüğü saldırgan politikalara karşı tutumunun net olduğunu vurguladı.
Erdoğan, İran’a yönelik saldırıların da aynı şekilde kabul edilemez olduğunu dile getirerek “Bu saldırıların adı açıkça haydutluktur” ifadelerini kullandı. İsrail’in Gazze Lübnan Yemen Suriye ve son olarak İran’a gerçekleştirdiği operasyonların bölgeyi istikrarsızlığa sürüklediğine dikkat çeken Erdoğan, Netanyahu hükümetinin barışın önündeki en büyük engel haline geldiğini söyledi.
“Diplomasiye Dönülmeli Saldırılar Derhal Durmalı”
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın genel oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşananların yalnızca bölgeyi değil tüm dünyayı tehdit ettiğini ifade etti. Nükleer krizlere çözümün ancak diplomatik yollarla mümkün olduğunu vurgulayan Erdoğan, bölgede yeni bir savaşın sonuçlarının çok daha yıkıcı olabileceğini belirtti.
“Barışın konuşulacağı günler mutlaka gelecektir ancak bunun yolu çatışmaların durmasından geçiyor” diyen Erdoğan, İran halkının devlet tecrübesiyle bu zorlu dönemi aşacağına inandığını da sözlerine ekledi.
Arakçi’den Diplomasi Vurgusu
Toplantıya katılan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ise saldırıların durdurulması gerektiğini vurgulayarak “Diplomasi geçmişte sonuç verdi bugün de verebilir. Ancak bunun için önce saldırganlığın son bulması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Arakçi, barışçıl çözüm arayışının ancak diyalog zemininin korunmasıyla mümkün olacağını dile getirdi.
