Netflix’te yayınlanan “Adolescence”, ergenlik çağındaki bir çocuğun işlediği cinayet üzerinden modern toplumun gençler üzerindeki etkilerini tartışmaya açıyor. Dizi, 13 yaşındaki Jamie Miller’ın bir akranına karşı ölümcül bir saldırı düzenlemesini yalnızca bireysel bir sapma olarak değil, daha geniş bir toplumsal yapının ürünü olarak ele alıyor.
Jamie’nin suça sürüklenmesinde en dikkat çekici etkenlerden biri, internet üzerinden yayılan erkeklik ideolojileri. Kadın düşmanlığı ve toksik erkeklik anlayışını teşvik eden figürlerin etkisiyle Jamie, güç ve kontrolü erkekliğin vazgeçilmez özellikleri olarak içselleştiriyor. Bu durum, sosyolojik olarak “hegemonik erkeklik” kavramı çerçevesinde değerlendirilebilir. Bu modele göre toplum, erkeklerden baskın, saldırgan ve güçlü olmalarını bekliyor; duygusal zayıflık ise hor görülüyor.
Sosyolog Travis Hirschi’nin sosyal bağ teorisi, Jamie’nin ailesinden kopukluğu ve yalnızlığı üzerinden suç yönelimini açıklıyor.
Dizide Jamie’nin ailesi, oğullarının yaşadığı kimlik krizine müdahale etmekte başarısız kalıyor. İhmal edilmiş aile bağları ve duyarsız bir eğitim sistemi, Jamie’nin sosyal medya kaynaklı radikalleşmesine zemin hazırlıyor. Sosyolog Travis Hirschi’nin ortaya koyduğu “sosyal bağ teorisi”ne göre, bireyler toplumla güçlü bağlar kuramazsa sapkın davranışlara yönelme riski artar. Jamie’nin yalnızlığı ve ailesinden kopukluğu da bu teoriyi destekler nitelikte.
Jamie’nin ilk küçük suistimallerinin ardından toplum tarafından “problemli çocuk” olarak etiketlenmesi, karakterin gelecekteki davranışlarını belirliyor. Howard Becker’ın “etiketleme teorisi”ne göre, toplumun bireylere yüklediği kimlikler, onların davranış biçimlerini şekillendiriyor. Jamie, artık “iyi bir çocuk” olabileceğine inanmıyor ve kendisini toplumun ona biçtiği “suçlu” kimliğine teslim ediyor.
Adolescence, Jamie’nin suçunu sadece ergen öfkesi değil, toplumun katmanlı sorunları olarak ele alıyor.
Dizide, Jamie’nin yaşadığı zorbalık ve sosyal medyada yayılan “incel” ideolojisinin etkisi vurgulanıyor. Jamie, kendini dışlanmış ve güçsüz hissederek bu ideolojilere çekiliyor. İncel ideolojisi, toplumsal dışlanmışlık ve erkeklik kalıplarını içeriyor, bu da Jamie’nin daha da yalnızlaşmasına neden oluyor. Akran zorbalığı, onun kimlik bunalımını derinleştiriyor ve sonuçta şiddetli bir eyleme, yani cinayete yol açıyor. Bu faktörler, Jamie’nin suçunu sadece bireysel bir hata değil, toplumsal ve psikolojik bir süreç olarak şekillendiriyor.
“Adolescence”, Jamie’nin suçunu basit bir ergen öfkesi veya kişisel patoloji olarak göstermiyor. Aksine, modern toplumun erkeklik kalıpları, dijital kültürün radikalleştirici etkisi, aile ve eğitim kurumlarındaki yetersizlikler gibi çok katmanlı nedenlerin birleşimi olarak ele alıyor. Dizi, izleyiciyi yalnızca bir suçun nasıl işlendiğini değil, bir çocuğun nasıl kaybedildiğini anlamaya davet ediyor.
