Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu bu hafta New York’ta toplanarak dünya gündemini yakından ilgilendiren kritik konuları ele alacak. Her yıl düzenlenen Genel Kurul küresel sorunların tartışıldığı üst düzey toplantılara sahne olurken bu yılın odağında ise Gazze’de devam eden çatışmalar ve Filistin’in devlet olarak tanınması var.
Özellikle Avrupa ile ABD arasındaki yaklaşım farkı bu toplantıyı önceki yıllardan farklı kılıyor. Gazze’deki gelişmeler ve Orta Doğu’daki gerilim dünya liderlerinin öncelikli gündem maddesi olacak.
Avrupa’nın Değişen Tutumu
Avrupa ülkeleri uzun süredir devam eden çekincelerini bir kenara bırakarak Filistin’i tanıma yolunda önemli adımlar atıyor. Son dönemde Portekiz, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak duyurdu. Önümüzdeki günlerde Fransa ve İngiltere’den de benzer açıklamalar bekleniyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ülkesinin Filistin’i resmen tanıyacağına ilişkin yapacağı duyuru Avrupa’nın bu konuda sergilediği yeni ve net tavrın en çarpıcı örneği olarak öne çıkıyor.
Kanada, Avustralya, Belçika, Lüksemburg ve Malta’nın da benzer yönde karar açıklayacağı bildiriliyor. Yaşanan gelişmeler kıtadaki diplomatik dengelerin Filistin lehine hızla değiştiğini gösteriyor.
ABD Yalnızlaşıyor
BM üyesi 193 ülkeden 147’si halihazırda Filistin’i tanımış durumda. Avrupa’dan peş peşe gelecek yeni tanıma kararlarıyla bu sayının 150’yi aşması bekleniyor. Bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri’nin Filistin’e yönelik tutumunu değiştirmemesi dikkat çekiyor.
Avrupa ülkelerinin art arda açıkladığı tanıma kararları Washington’un uzun süredir sürdürdüğü politikadan belirgin biçimde ayrıştığını ortaya koyuyor. Böylece ABD Filistin konusunda giderek daha izole bir pozisyona düşüyor.
Tarihi Dönemeç
New York’ta düzenlenen bu yılki BM Genel Kurulu Filistin meselesinin uluslararası arenadaki seyrinde dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Avrupa’nın kolektif adımları sadece Filistin’in diplomatik tanınırlığını artırmakla kalmıyor aynı zamanda küresel politikanın geleceğine yön veriyor.
Yaşanan gelişmeler, Ortadoğu barışı açısından da kritik bir sürecin başlangıcı olarak görülüyor. Dünya liderlerinin vereceği mesajlar ve alacağı kararlar Filistin’in devlet olarak tanınmasının önümüzdeki yıllarda nasıl bir ivme kazanacağını belirleyecek.