Fransa’da hükümetin açıkladığı 52 milyar dolarlık kemer sıkma paketi siyasi dengeleri altüst etti. Kamu harcamalarında büyük kesintiler öngören plan kısa sürede tepki çekti ve siyasi krizi beraberinde getirdi. Merkez sağcı Başbakan François Bayrou liderliğindeki hükümet yoğun baskılar nedeniyle görevini bırakmak zorunda kaldı.
Planın açıklanmasının ardından yalnızca siyaset dünyasında değil halk arasında da ciddi bir huzursuzluk baş gösterdi. Ekonomik yükün halka fatura edilmesine karşı çıkan geniş kesimler kemer sıkma programına karşı sokaklarda örgütlenmeye başladı.
Sokaklarda “Her Şeyi Durduralım” Çağrısı
Protestolar Fransa’nın kuzeybatısındaki Caen kentinde başladı. “Bloquons tout” yani “Her şeyi durduralım” sloganıyla harekete geçen göstericiler Cadix viyadüğünü kapatarak hükümete mesaj verdi. Hareketin öncülüğünü yapan gruplar 10 Eylül’de ülke genelinde kitlesel eylemler düzenlemeye hazırlandıklarını duyurdu.
Göstericiler günlük hayatı felce uğratacak bir dizi protesto planlıyor. Amaçlarının yeni hükümetin politikalarını uygulamadan önce halkın tepkisini açıkça göstermek olduğunu belirten eylemciler “Ülkenin geleceğini belirleyecek kararlar sokakların onayı olmadan alınamaz” görüşünü savunuyor.
Yeni Başbakana Muhalefetten Tepki
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un hükümetin düşmesinden yalnızca 24 saat sonra Sebastien Lecornu’yu başbakan olarak ataması muhalefetin sert tepkisini çekti. Lecornu’nun Macron’un Rönesans Partisi’nden olması muhalif kanatta “siyasi çeşitliliğe kapalı bir tercih” olarak yorumlandı.
Muhalefet partileri ekonomik krizi derinleştirecek adımlar atılmasından endişe ediyor. Lecornu’nun göreve başlamasıyla birlikte “siyasi istikrar sağlanacak mı?” sorusu gündeme gelirken muhalefet liderleri yeni başbakanın halkın güvenini kazanmasının zor olacağı görüşünde birleşiyor.
Fransa Siyaseti Belirsizlik İçinde
Yaşanan son gelişmeler Fransa’da siyasi belirsizliği daha da artırdı. Hükümetin devrilmesine neden olan kemer sıkma planı bir yandan mali disiplini hedeflerken diğer yandan sokak hareketlerini tetikledi. Halkın öfkesinin giderek büyümesi önümüzdeki haftalarda geniş çaplı grev ve gösterilerin kapıda olduğunu işaret ediyor.
Siyasi analistler Macron yönetiminin bu krizden çıkabilmesi için hem ekonomik programını hem de halkla ilişkilerini yeniden gözden geçirmek zorunda olduğunu vurguluyor. Fransa ekonomik dar boğazı aşmak için atacağı adımlarla olduğu kadar sokaktaki tepkilere vereceği yanıtla da önümüzdeki dönemde dünya gündeminde kalmaya devam edecek.