Cumhuriyet Halk Partisi’nde son günlerde en çok konuşulan konuların başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası geri dönüş ihtimali geliyor. Parti içinde tartışmalar sürerken gözler 15 Eylül’de görülecek olan kurultay davasına çevrilmiş durumda.
Kamuoyunda “şaibeli kurultay” olarak bilinen süreçten çıkabilecek bir “mutlak butlan” kararı Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkanlık koltuğuna dönmesinin önünü açabilir. Bu ihtimal CHP kulislerinde ciddi yankı uyandırırken mevcut yönetim cephesi ise geri dönüş senaryolarına karşı sert bir tavır alıyor.
Genel Merkezden Sert Çıkış
CHP genel merkez kanadı parti içindeki muhaliflerin gündeme getirdiği iddialara karşı net bir mesaj verdi. Yetkililer “Kılıçdaroğlu’nu tanımayız” diyerek olası bir dönüş sürecine kapıları kapattıklarını ortaya koydu.
Yapılan açıklama özellikle kurultay öncesinde parti içindeki gerilimin arttığını ve bölünmelerin daha da derinleşebileceğini gösteriyor. Siyasi gözlemcilere göre bu sert çıkış hem muhaliflere bir meydan okuma niteliği taşıyor hem de mevcut yönetimin kendi tabanını konsolide etme çabasını yansıtıyor.
Pankart Krizi Gündem Oldu
Tüm bu gelişmeler yaşanırken CHP’nin bu akşam Kadıköy İskele Meydanı’nda düzenleyeceği “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitingi öncesinde dikkat çeken bir olay yaşandı.
Söğütlüçeşme üst geçidine asılan bir pankart siyasi tartışmaları daha da alevlendirdi. Pankartta “Halkın partisini hırsızlar değil halk partililer yönetecek. Milletin son umudu Kemal Kılıçdaroğlu” ifadeleri yer aldı. Söz konusu pankart kısa sürede sosyal medyada gündem olurken parti tabanında farklı tepkiler ortaya çıktı.
Kılıçdaroğlu Cephesi Mesafe Koydu
Pankartın ardından gözler Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekibine çevrildi. Eski genel başkanın avukatı Celal Çelik yaptığı açıklamayla pankartla herhangi bir bağlantılarının olmadığını net bir şekilde ifade etti. Çelik, “Bunu kimin yaptığını bilmiyoruz. Kesinlikle Kemal Bey’le veya bizimle ilgisi yok. Haberdar olsaydık anında müdahale ederdik” diyerek tartışmalara noktayı koymaya çalıştı.
CHP’de kurultay süreci yaklaşırken yaşanan bu pankart krizi parti içi dengeleri daha da hassas bir noktaya taşıdı. 15 Eylül’deki dava sonrası çıkacak karar yalnızca Kılıçdaroğlu’nun geleceğini değil CHP’nin yol haritasını da doğrudan etkileyecek gibi görünüyor.